Masaya geçiyoruz. Biraz önce bahçede gördüğümüz bazı otlar dahil olmak üzere 7-8 çeşit ot salatası hazırlamış Adar. Salataları portakal nergisi ve unutmabeni süslüyor. Çiğ olarak hazırlanmış Ebegümeci salatası (Karaburun'da bir köylü kızından öğrenmiş tarifini), Radika salatası, Paşa meze, Şevket-i bostan salatası, Zahter, Denizbörülcesi salatası, Arapsaçlı enginar, Hindi pastırmalı kuru domates salatası... Hepsi nefis görünüyor, üstelik çok da zevkli sunulmuş.
Tariflerini almadan ve bu nefis salataları tatmadan önce basıma hazır olan kitabı hakkında bilgi veriyor Adar:'Ege'de aşağı yukarı 70 çeşit yabani bitki var. Akdeniz'de, Anadolu?da ve Karadeniz'de de çeşit çeşit bitki var... Tüm yörelerin kendine göre bir ot kültürü mevcut. Ege'de semt pazarına gidin, en azından 10-15 çeşit ot görürsünüz. Bu otlarla çeşit çeşit yemek yaparlar. Bunları yazmak lâzım. Günümüzde kolaycılık anlayışından dolayı bu ev yemekleri unutuluyor. İnsanlar lanse edilmiş değerlerin peşinden koşuyor. Oysa ev mutfağımız restoran mutfaklarına da adapte edilebilir. Bu düşünceyle bunları kaleme aldım. Önce her bir otu tanıtıyorum, yararlarından söz ediyorum. Ardından bu otlarla hangi yemekler yapılıyor, onlardan 3'er 5'er tarif veriyorum.'
Söz otlardan açıldığında önemli bir açıklama yapıyor: 'İstanbul'da hiçbir restoranda doğru bir şekilde haşlanmış gerçek bir ot salatası yiyemezsiniz. Ne yapılmaması gerekiyorsa onu yapıyorlar. Alıyorlar bu otları, içindeki su henüz kaynanamış koca kazanlara atıyorlar. Rengi canlı kalsın diye karbonat ekliyorlar. Soğuk sudan geçirip iyice sıkıyorlar. Size vitamini, lezzeti kaybolmuş zeytinyağlı limonlu yeşil posayı yediriyorlar. Otların kendine has lezzetleri var, bu farkı bile anlayamıyorsunuz. Böyle olmaz... Bu otların haşlanma süreleri birbirinden farklıdır. Tuzsuz olanları tuzlu suda, tuzlu olanları ise gerçek tadını yakalamak için tuzsuz suda haşlamanız gerekiyor. Tıpkı makarna haşlar gibi, fokur fokur kaynayan tuzlu suya otu suyun kaynamasını gidermeyecek şekilde azar azar atarsınız. Otun cinsine göre 4-5 dakika tutmanız yeterli. Kevgirle kaba alırsınız. Haşlama suyundan 3-5 kaşık üzerine dökersiniz. Ilınınca zeytinyağı ve limon ekleyip yersiniz.'
Yaban sümbülünün soğanıdır. İzmir Alaçatı civarında yetişiyor. Acı olduğu için 2 kere haşlanıyor. Üzerine zeytinyağı ve limon dökülerek yeniyor.
Deniz börülcesi
Deniz kıyısına yakın yerlerde yetişiyor. İlkbaharda tüketmek gerekiyor, çünkü sonbahara doğru tuzu iyice çekiyor. Tuzsuz suda haşlanıyor. Her bir sapı elinizle çekip yapraklarını ayırıyorsunuz. Sapları atılıp taratorla yeniyor. Çiğden tüketildiğinde mutlaka sirke kullanmak gerekiyor. Tuz Gölü ve çevresi, Aksaray, Ereğli, Burdur ve Tarsus kıyılarında yetişir.
Ebe gümeci
Anadolu genelinde semizotu gibi en çok tanınan ve kullanılan yaban bitkilerinden biridir. Gömeç ve kömeç, aynı zamanda ekmek anlamına geliyor, bu yüzden bitki ebe ekmeği, ebem ekmeği, kuş ekmeği, ekmekçik vb. adlar alıyor. İlk sürgünleri ilkbaharda veriyor. Sonbahara kadar pembe üzeri mor çizgili çiçekler açıyor. Değişik cinsleri var. Hem sebze, hem ilaç olarak kullanılıyor. Kök, yaprak ve çiçeklerinden yararlanılıyor. Bronşit, nezle nefes darlığı için ideal. Göğsü yumuşatıp öksürüğü kesiyor. Zehirlenmelere, burun kanamalarına, idrar yolları tıkanmalarına, böbrek hastalıklarına iyi geliyor. Yemek olarak sadece yapraklarından yararlanılıyor. Tek başına, çorbası, salatası, yemeği, kavurması, sarması yapılıyor. Karışık ot kavurmalarında, ot böreklerinde, karışık ot çalkamalarında kullanılıyor. Çiçekleri ise çeşitli süslemeler ve şekerlemelerde kullanılıyor.