Gazlı içecekler, şekerlemeler, enerji barları, meyve aromalı yoğurtlar, dondurulmuş pizzalar ve dondurulmuş yemekler gibi birçok aşırı işlenmiş gıda, tatlı, yağlı ve tuzlu yiyeceklere olan isteği giderebilse de, yeni araştırmalar bu ürünlerin özellikle kalp ve beyin için kötü olduğunu, ruh halini ve bilişsel işlevleri olumsuz etkilediğini öne sürüyor.
Çok fazla tuz, şeker ve/veya doymuş yağ tüketmenin kronik iltihaplanma, yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri, kalp hastalığı ve tip 2 diyabetle bağlantılı olduğunu biliyoruz. Ancak bilinmeyen şey, tüm bunların demans riskini artırarak beyni etkilemesidir. Beyne giden kan akışı azaldığı için, yapay tatlandırıcılar ve monosodyum glutamam gibi katkı maddeleri, beyinde dopamin, serotonin gibi kimyasalların üretimini engelleyebilir. Bu da zihinsel refahı olumsuz etkiler. Ultra işlenmiş gıdalarla ilgili bir diğer sorun da bağımlılık yaratabilmeleridir.
Taze veya dondurulmuş meyve, sebze, deniz ürünleri, etler, un ve makarna gibi işlenmemiş veya asgari düzeyde işlenmiş gıdaların içerik listelerinde genellikle sadece bir madde bulunur. İşlenmiş maddeler, bitkisel yağlar, şeker, mısır nişastası gibi, doğrudan işlenmemiş gıdalardan elde edilir. Koruyucu madde içermeyen fırın ekmeği, çoğu peynir, tuz ve suda konserve edilmiş ton balığı, fasulye veya sebzeler gibi işlenmiş gıdalar, tanınabilir terimler içeren kısa içerik listelerine sahiptir ve tuz ana koruyucu maddedir.
Ultra işlenmiş gıdalar arasında kola, şekerleme, kurabiye, kek, enerji barları, meyve aromalı yoğurt, öğün yerine geçen barlar ve shake'ler, sosisli sandviçler, birçok paketlenmiş ekmek ve tahıl türü ve dondurulmuş yemekler bulunur. Genellikle yağ, şeker ve/veya sodyum açısından zengindirler ve tipik olarak tatlandırıcılar, boyalar, yapay tatlandırıcılar ve/veya diğer katkı maddeleriyle zenginleştirilirler. Bu gıdalar, hem bağımlılık yaratır, hem de vücudu olumsuz etkiler. Bu yüzden ultra işlenmiş gıdaların tüketiminden kaçınmaya özen gösterin.
Şunlara da göz atın;