BOĞAZ MANZARASI EŞLİĞİNDE İTALYAN LEZZETİ

Vittorio Sindoni. Bir İstanbul aşığı. Yine her an yeni bir şölene hazırmış gibi enerjik gözleri ve Sicilyalı gülümsemesi ile beni karşılıyor.
Gelir gelmez yeni yerini bana heyecanla anlatıyor. Ferah, şık, temiz teras katında, bana harika bir boğaz manzarası eşlik ediyor. Öğlen olmasına rağmen dolu. Henüz açılalı birkaç ay olmuş.
Vittorio, yine arı gibi. Bir mutfakta, bir yanımda, bir başka masada. Ne servisten ne de misafirlerden gözünü ayırmıyor.
HER BAŞARILI İTALYAN ŞEFİN ARKASINDA BİR ANNE VARDIR
Hemen hemen bütün İtalyan şefler gibi, onu da yemek yapmaya aşık eden kişi annesi. İtalya’da kadınlara fazla iş imkanı verilmediği, annelerin ailenin neferi olduğu yıllarda Vittorio da mutfaktaki en büyük yardımcı. Bugünün yetenekli şefi olmasında en büyük emek sahibi olan annesi ile ilk kez bir lazanya yapıyor. 15-16 yaşlarında kendi kendine yaptığı ilk yemekse kuşkonmazlı ve parmesan peynirli risotto. O yüzden risotto deyince gözlerinden hala o ilk heyecanı okunuyor.
Palermolu o gencin yolu daha sonra 1996 yılında İstanbul ile kesişiyor. Papermoon’un genel müdürü olarak adım attığı İstanbul, arada git geller yapsa da ikinci vatanı oluyor. 1998’de tekrar İtalya’ya dönüyor ama 2009’da Da Vittorio Şişhane’yi açmak için soluğu tekrar İstanbul’da alıyor.
O yıllar, uluslararası lüks restorancılığın büyük bir atılım gösterdiği yıllar. Vittorio da, o dönem İstanbul’un ev sahibliği yaptığı en becerikli şeflerden. Şimdi Pera’dan sonra Balmumcu Mövenpick Otel’in en üst katında tadı damağımda kalan o lezzetleri sabırsızlıkla bekliyorum.