Kumkuat (ya da kamkat), narenciye ailesine ait, minik portakala benzeyen ama tadı ve tüketim şekliyle diğer turunçgillerden ayrılan bir meyvedir. Anavatanı Çin ve Güneydoğu Asya olan kumkuat, Türkçeye “altın portakal” anlamına gelen Kantonca kam kwat kelimesinden geçmiştir. Günümüzde özellikle Akdeniz ve Ege bölgelerinde, özellikle Antalya, Mersin ve Muğla civarında yaygın olarak yetiştirilir.
''Kamkat nasıl yenir, hünnap nasıl yenir ve papaya nasıl yenir?'' başlıklı haberlere de göz atın.
Kumkuat, portakal gibi soyulmaz; kabuklu olarak yenir. Kabuğu tatlı, içi ekşi olduğu için meyvenin tamamı birlikte yenildiğinde dengeli bir lezzet oluşur. Yemeden önce avuç içinde hafifçe bastırarak yuvarlamak, kabuktaki tatlı aromanın içe geçmesini sağlar.
Taze kumkuatlar parlak turuncu, sıkı ve dolgun görünür. Buruk, büzüşmüş veya kabuğunda lekeler olan meyveler bayatlamış olabilir. Buzdolabında saklanacaksa hava almayan kaplarda veya file poşetlerde muhafaza edilmelidir.
Asit oranı yüksek olduğu için aşırı tüketimi mide hassasiyeti olan kişilerde rahatsızlık yaratabilir. Günde 3–5 adet kumkuat, C vitamini ihtiyacının büyük kısmını karşılar.
Kumkuat; reçel, kek, kurabiye, salata ve et yemeklerine aromatik bir tat katar. Kabuğu rendelenerek soslara eklenebilir veya bal, yoğurt, yoğurtlu tatlılarla birlikte servis edilebilir. Kurutulmuş kumkuat dilimleri çaylara veya kokteyllere doğal aroma vermek için kullanılabilir.
Kumkuat, yüksek C vitamini içeriği sayesinde soğuk algınlığına karşı korur. Ancak narenciye alerjisi olan kişiler kumkuat tüketmeden önce dikkatli olmalıdır. Tansiyon veya kolesterol ilacı kullananların aşırı miktarda narenciye tüketmeden önce doktora danışması önerilir.