Gastronomi şaha kalktı

Geçen yazımı da şu an aynısını yaşadığım çoşku ve sevinç duygularıyla yazmıştım. Neden derseniz? Şahane şeyler oluyor da ondan İstanbul’un yeme–içme dünyasında. Hadi gelin şöyle bir uzanalım ve neler olup bitiyor bir bakalım bu lezzet dolu dünyada...
Gastronomi şaha kalktı
24 Nisan 2024, 22:12

İlk durak Kilimanjaro!


İstanbul’un ikonik mekanlarından biridir BomontiAda’daki Kilimanjaro Restoran & Bar. 

“Doğal, yerel ve katkısız” mottosuyla yeniledikleri mönülerini denemek için gittim geçen akşam Kilimanjaro’ya. 




Burada her tabağın bir hikâyesi var ve bu hikaye malzemelerin üretiminden başlıyor. 

Sürdürülebilir bir mutfak yapısını menüsüne yansıtan Kilimanjaro’nun odun ve kömür karışımınını kullanıldığı özel fırınında, yerel malzemelerle hazırlanan lezzetler uzun uzun pişiriliyor. 


Bunların arasında her biri 200 yıllık Karakılçık buğdayı unu ve Balandız ata tohumundan yapılan ekmekler, Konya küflü peyniri ile hazırlanan soslar, Çeşme’den Kilimanjaro mutfağı için özel olarak gelen orkinos gibi örnekler bulunuyor. 


Kokteyller de bile mevsime uygun ürünler, katkısız içeriklerle hazırlanıyor ve asla paketlenmiş ve hazır ürünler kullanılmıyor.  




Doğal ve mevsiminde üretilebilen her şeyi -turşuları, tüm sosları, salçaları, sirke ve reçelleri-  kendi bünyesinde üreten Kilimanjaro, üretemediği ve dışarıdan tedarik edilmesi gereken ürünleri de en iyisini ürettiğine güvendiği kadın üreticilerden alıyor.


Kilimanjaro’nun menüsünde, Executive Şef Melih Demirel’in imzası var. 


Her başlıkta birçok seçenek sunan Kilimanjaro’nun Öküz Köftesi, Deniz Mahsüllü Gofreti, Kaymak Lorlu Dumplingi dikkat çekiyor.


Ana yemeklerde ise Sous Vide Fener Balığı, İsli Somon ve Ev Yapımı Papardelle denenmesi gereken tatlardan. 




Tatlı severlere ise Yanık Çikolatalı Kek, Kuzu Kulağı Suyu ile Beyaz Çikolatalı Muhallebi ve Kestane Ezmesi gibi alternatifler sunuluyor.


Kilimanjaro’nun yenilenen yemek ve kokteyl menüsünü denemeye Pazar hariç her gün saat 18:00’den itibaren gidebilirsiniz.


Bodrum’un klasiği Sait İstanbul’da


Bodrum’da “Rakı & Balık” deyince akla gelen ilk adreslerden biridir hiç şüphesiz Sait Restoran. 


Deniz ürünlerinin kendine özgün yorumlarla sunan Sait, sanat, alışveriş, turizm ve gastronominin bir araya geldiği şehrin yeni çekim merkezi Galataport İstanbul’da yerini alan ünlüler arasında.  




Sait Birtan Yılmaz nam-ı değer Sait ağabeyim, sekiz yıldır D.ream çatısı altında Bodrum Yalıkavak’ta hizmet veren restoranlarının İstanbul yolculuğu için bakın ne dedi. 


“Bodrum’da Türkiye’den ve dünyadan gelen birçok kıymetli misafirimizi senelerdir ağırlıklı olarak hep yaz sezonunda ağırlıyoruz. Şimdi ise sadece Türkiye’nin değil dünyanın kalbi olan bir şehirde, Galataport İstanbul gibi çok özel bir projede misafirlerimizle yıl boyu buluşabileceğiz için çok heyecanlıyız. Galataport İstanbul projesinin, özellikle kruvaziyer turizminde olan eksiği büyük ölçüde karşılayarak ülkemize ve şehrimize büyük bir değer katacağını düşünüyorum. Böylesine önemli bir projenin bir parçası olduğumuz için ise ayrıca çok mutluyum”.


Bir kaç tavsiyede bulun derseniz, vallahi bulunamam zira her şeyine bayılırım ben Sait’in...




Özenle seçilen Ege otlarıyla, salataları, ve mevsimin en taze ürünleriyle hazırladığı mezeleri bir harikadır. 


Denizden sofraya prensibiyle sunduğu deniz mahsulleri ve ev yapımı taze makarnalar ile özel reçetelerle hazırlanan çorbaları da atlamamak lazım. 


SCALINI, Six Senses Kocataş Mansions, İstanbul


1988 yılında Londra’da, geleneksel bir İtalyan aile restoranı olarak hizmet vermeye başlayan Scalini’de İstanbul’a gelen dünyaca ünlü restoranlardan yalnızca biri... 


Kökenleri , Mario Paggetti ve Valerio Calzolari tarafından 1959 yılında Soho’da açılan La Trattoria Terreza’ya dayanan Scalini’nin İtalyan lezzetleri eminim biz İstanbullular  tarafından epeyce benimsenecek. 




Zaten İtalyan mutfağını severiz halk olarak, e bir de işin içine bu lezzetleri Boğaz’ın en nadide kıvrımı Sarıyer’deki tarihi bir yalıda deneyimlemek girince deneyim resmen başka bir boyut kazanıyor. 


Markanın ikonik gece mavisi renklerini taşıyan dekorasyonu ve aydınlatması da cabası. 

Gelelim lezzetlere...


Baş Şef Luigi Ferraro’nun Scalini’nin geleneksel İtalyan mutfağına yenilikçi ve samimi dokunuşlar yapan felsefesini yansıtan menü; restoranın adını taşıyan spesiyalleri Avocado Caldo ve Mista Scalini ile başlıyor. 


Taze makarna ve risottolar ise cidden bir harika!




Tadım mönüsü aldığım için hemen hemen her şeyi tatma fırsatım oldu.  


Spaghetti all’ Astice, Fettucine Al Ragu Bianco & Tartufo Nero ve Gamberoni Fra Diavola, Deniz Levreği (Branzino al Cartoccio), Risotto ile servis edilen Fırınlanmış Dana Ossobuco ve Tereyağlı ve Limon Soslu Tavuk (Pollo al Limone) favorilerim arasındaki yerini çoktan aldı bile.


Ilık Çikolata Soslu Profiterol de inanılmazdı. 


Scalini İstanbul’a haftanın her günü 17:00-22:30 saatleri arasında gidebilirsiniz.

Kategoriler
Lezzet Logo