Balık sofraları, yüzyıllardır hem mutfak kültürümüzün hem de denizle kurduğumuz ilişkinin en görünür aynalarından biri. Ancak bugün sofraya gelen balığın hikâyesi, yalnızca lezzetle değil; deniz canlılarının geleceği, türlerin devamlılığı ve ekosistemin korunmasıyla da doğrudan bağlantılı. Bu nedenle sürdürülebilir balıkçılık, artık yalnızca ne yediğimizle değil, hangi türleri, ne zaman ve nasıl tükettiğimizle ilgili bir farkındalık alanına dönüşüyor. Azalan stoklar ve değişen deniz koşulları, mutfaklarda yeni türlerin keşfini ve bu türlerin bilinçli biçimde değerlendirilmesini her zamankinden daha önemli kılıyor.
Akdeniz’in deniz ekosistemi bugün, iklim değişikliği ve küresel etkilerle birlikte beklenmedik bir dönüşümden geçiyor. Süveyş Kanalı’nın açılmasıyla Kızıldeniz ve Hint Okyanusu’ndan Akdeniz’e geçen yabancı ve istilacı türlerin sayısı her geçen yıl artıyor. Akdeniz Koruma Derneği’nin resmi yayınlarında da vurguladığı üzere, bu türler yerel balık popülasyonları ve habitatlar üzerinde baskı oluşturarak denizel biyolojik çeşitliliği tehdit ediyor.
Akdeniz Koruma Derneği’nin yürüttüğü “Yeni Balıklar Programı”, istilacı ve yabancı denizel türlerin ekosistem üzerindeki baskısını azaltmayı ve bu türlerin kontrollü tüketimini yaygınlaştırarak küçük ölçekli balıkçılara ekonomik fayda sağlamayı amaçlayan bir ekosistem restorasyonu girişimi. Derneğin hem Türkçe hem İngilizce kaynaklarında bu programın; yenebilir yeni balık türlerinin izlenmesi, yönetilmesi ve gastronomi dünyasına entegre edilmesi üzerine kurulduğu belirtiliyor.
Program kapsamında Gökova Körfezi, Fethiye-Göcek, Datça-Bozburun ve Kaş-Kekova gibi Özel Çevre Koruma Bölgeleri’nde yeni balık türlerinin geleneksel yöntemlerle avlanması teşvik ediliyor. Akdeniz Koruma Derneği’nin saha raporlarına göre bu yaklaşım, istilacı türlerin denizden uzaklaştırılmasını sağlarken küçük ölçekli balıkçılar için de alternatif bir gelir modeli oluşturuyor.
2020 yılında kurulan sosyal işletme modeli sayesinde yeni balıklar, balıkçılardan satın alınarak soğuk zincir içinde restoranlara ulaştırılıyor. Akdeniz Koruma Derneği tarafından paylaşılan verilere göre, Ağustos 2020 – Aralık 2024 arasında yaklaşık 18 ton yeni balık bu yöntemle değerlendirilerek ekosistemden uzaklaştırıldı.
Aslan balığı, asker balığı, kılkuyruk mercan, siyah sokar, beyaz sokar, nil (paşa) barbunu, çizgili barbun, lokum balığı, külah balığı ve mavi çizgili papağan balığı gibi türler bugün İstanbul, İzmir, Ankara, Bodrum, Akyaka, Göcek ve Kaş’taki restoran menülerinde yer almaya başladı.
Yeni Balıklar Programı yalnızca HORECA kanalını değil, ev mutfağını da hedefleyen bir dönüşüm öneriyor. Dernek, bu balıkların fileto, temizlenmiş veya tarif önerileriyle birlikte son tüketiciye sunulmasının sürdürülebilirliği güçlendireceğini vurguluyor. Evde balık pişirmeyi sevenler için bu türler; ızgara, buğulama, fırın ve tava gibi klasik yöntemlerle kolayca hazırlanabiliyor.
Balıkla arası iyi olanlar için yeni balık türleri, alışık olduğumuz balıklara iyi bir alternatif sunuyor. Yılın belli dönemlerinde aşırı avlanan türler yerine bu balıkları tercih etmek, hem sofraya yeni tatlar ekliyor hem de denizlerdeki baskının azalmasına katkı sağlıyor. Kısacası, yeni balıkları seçmek; sürdürülebilirliği karmaşık bir kavram olmaktan çıkarıp, günlük alışveriş ve mutfak alışkanlıklarının doğal bir parçası hâline getiriyor. Tüketicinin tezgâhta yaptığı her seçim, denizlerin geleceği üzerinde düşündüğümüzden daha etkili olabiliyor.
Akdeniz Koruma Derneği’nin Yeni Balıklar Programı, istilacı türleri yalnızca bir çevre sorunu olarak değil, doğru yönetildiğinde çözümün bir parçası olarak ele alan bütüncül bir model sunuyor. Balıkçıdan şefe, şeften ev mutfağına uzanan bu zincir, denizle kurulan ilişkinin yeniden tanımlanabileceğini gösteriyor.
Aslan Balığı: Mayıs – Kasım
Asker Balığı: Tüm yıl
Siyah Sokar / Sokkan: Haziran–Temmuz ayları ağırlıklı olmak üzere yıl boyunca
Beyaz Sokar / Sokkan: Haziran–Temmuz ayları ağırlıklı olmak üzere yıl boyunca
Kılkuyruk Mercan: Nisan – Ekim ayları ağırlıklı olmak üzere yıl boyunca
Lokum Balığı: Nisan – Haziran ayları ağırlıklı olmak üzere yıl boyunca
Nil (Paşa) Barbunu: Şubat, Mayıs, Haziran ve Eylül aylarında daha yaygın görülür. Beyaz etli balıklar grubunda yer aldıkları için ceviche, panelenmiş balık ve iç dolgu olarak kullanıma uygundur.