Mersin balığı, bilimsel adıyla Acipenseridae familyasına ait, dünya üzerindeki en eski balık türlerinden biridir. Yaklaşık 200 milyon yıldır varlığını sürdüren bu balık, hem tatlı hem tuzlu suda yaşayabilen yarı göçmen bir türdür. Türkiye’de özellikle Karadeniz, Hazar Denizi ve Tuna Nehri deltası çevresinde rastlanırdı; ancak aşırı avlanma nedeniyle artık nesli tehlike altındadır. Mersin balığının gövdesi uzun, pullar yerine kemiksi plakalarla kaplıdır; burnu mızrak gibidir ve ağzı alt kısımda yer alır. Yavaş büyüyen ve geç olgunlaşan bir balık türüdür.
Evet, mersin balığı eti yenebilir; hatta tarih boyunca oldukça değerli sayılmıştır. Ancak günümüzde birçok mersin türü koruma altındadır, bu nedenle doğadan avlanan mersin balığının eti veya havyarı yasaklanmıştır. Yalnızca yasal olarak üretilen çiftlik mersinleri (örneğin Sibirya mersini – Acipenser baerii) gıda amaçlı tüketilebilir. Eti yağsız, sıkı dokulu ve beyaz renklidir. Hafif aromalı, kılçıksız ve pişirildiğinde dağılmayan bir yapıdadır. Bu özellikleriyle hem ızgara, hem füme, hem de fırın yemeklerinde tercih edilir.
Doğal mersin balıkları (özellikle Karadeniz mersini, Rus mersini, Beluga) koruma altındadır ve avlanması, satılması yasaktır. Yalnızca çiftlikte yetiştirilmiş ve sertifikalı olan türlerin eti veya havyarı yasal olarak satılabilir. Etik olarak da, nesli tükenme tehlikesi altındaki türlerden uzak durmak önemlidir.