Doğanın sunduğu reçineler, hem şifa hem de koku kaynağı olarak yüzyıllardır değerlidir. Damla sakızı ve akgünlük sakızı da bu reçineler arasında en tanınan iki örnektir. Ancak her ikisi de ağaçlardan elde edilse de, yetiştikleri bitki türü, aromaları ve kullanım alanları birbirinden oldukça farklıdır. Bu yüzden mutfakta ya da aromaterapide hangi sakızı kullanacağınızı bilmek büyük fark yaratır.
Damla sakızı, sakız ağacı (Pistacia lentiscus var. chia) türünden elde edilen saydam, hafif reçineli bir maddedir. Bu ağaç özellikle Sakız Adası ve Ege kıyılarında yetişir. Ağaçtan damla damla sızan reçine, havayla temas ettikçe kuruyup sertleşir. Ferah, reçineli ve hafif tatlı bir aromasıyla tanınan damla sakızı, yüzyıllardır Türk mutfağının vazgeçilmezidir. Sakızlı muhallebi, damla sakızlı dondurma, çörek, lokum ve kahve gibi birçok tarifte özel bir lezzet ve koku katmak için kullanılır. Ayrıca damla sakızının doğal antibakteriyel özellikleri vardır; bu nedenle diş macunu, ağız spreyi ve sakız gibi ürünlerde sıkça yer alır. Mideyi yatıştırıcı etkisiyle sindirime yardımcı olması da onu şifa dolu reçinelerden biri yapar.
Akgünlük sakızı, halk arasında “günlük” olarak da bilinir. Genellikle Boswellia türü ağaçlardan veya Türkiye’nin güneyinde yetişen sığla ağaçlarından elde edilir. Görünüm olarak damla sakızından daha koyu renkli, kehribar tonlarında ve yapışkan bir dokuya sahiptir. Akgünlük sakızının belirgin özelliği, yoğun ve odunsu kokusudur. Bu nedenle çoğunlukla yakılarak tütsü olarak kullanılır. Antik çağlardan beri mekân arındırma, ruhsal dengeyi sağlama ve ferahlık yaratma amacıyla tercih edilmiştir. Geleneksel tıpta akgünlük; solunumu rahatlatıcı, iltihap giderici ve bağışıklığı destekleyici etkileriyle bilinir. Günümüzde de aromaterapi yağları, parfümler ve cilt bakım ürünlerinde değerli bir ham madde olarak kullanılır.
İkisi de doğal reçine olsa da, aralarındaki farklar belirgindir:
Şunlara da göz atın: