Sabahları açlık hormonları yüksek olduğu için aynı kahvaltıyı tekrar etmek rahattır. Akşamları ise tokluk ve günün yorgunluğu, aynı yemeği tekrar etmeyi zorlaştırır. Tat doygunluğu ve sindirim mekanizmaları da akşam yemeklerinde çeşitlilik talep eder. Ayrıca akşam yemekleri sosyal ve keyifli bir öğün olduğu için farklı tatlar arayışına yönlendirir.
Kahvaltıda genellikle daha sınırlı ve hafif yiyecekler tüketilir (peynir, yumurta, ekmek, çay vs.). Bu yiyecekler sindirimi kolaydır ve aynı tatları tekrar almak sıkıcı gelmez.
Akşam yemekleri ise genellikle daha ağır, yağlı veya çeşnili olur. Bu yiyecekleri her gün aynı şekilde yemek, tat alma duyusunu çabucak yorabilir ve “tat doygunluğu”na yol açar.
Gün boyunca hormonlar ve metabolizma değişir. Sabahları açlık hormonları (ghrelin) yüksek olduğu için aynı kahvaltıyı tekrar etmek daha kolaydır. Akşamları tokluk hissi ve serotonin/insülin gibi hormonlar farklı çalışır; bu yüzden aynı yemeği tekrar etmek daha az çekici olur.
Kahvaltı genellikle daha rutin bir öğündür ve “gün başlangıcı” ile ilişkilidir; insanlar bunu istikrarla bağdaştırır.
Akşam yemekleri sosyal, rahatlama veya çeşitlilik beklentisi ile bağlantılıdır. İnsanlar akşamları yeni tatlar, farklı tarifler veya değişiklik ister.
Akşam yemekleri daha ağır olduğu için aynı yemeği tekrar etmek sindirimi zorlaştırabilir ve fiziksel olarak rahatsız edici olabilir. Kısacası, sabahki kahvaltının basitliği, rutin olması ve hafifliği tekrarına izin verirken, akşam yemekleri hem biyolojik hem psikolojik olarak çeşitlilik talep eder.
Yazar: Uzman Diyetisyen Perihan Kılıç