Bağışıklık Sisteminin Yaşlanması ile Nasıl Baş Edilir?

Bağışıklık sisteminin yaşlanması nedir? Yaşın bağışıklık sistemine etkileri nelerdir? İşte, bağışıklık sisteminin yaşlanması ve baş etme yöntemleri:
Bağışıklık Sisteminin Yaşlanması ile Nasıl Baş Edilir?
28 Temmuz 2021, 17:42

İnsanın hayatta kalması; enfeksiyon ve hastalıklara karşı koruyan, yara iyileşmelerini düzenleyen ve çevredeki organizmalardan koruyan işlevsel bir bağışlık sistemi ile yakından ilişkilidir. Doğuştan gelen bağışıklık sistemi, etkili ve hızlı bir bağışıklık tepkisi üretir. Ancak, uzun süreli bir hafızadan yoksundur.


Edinilmiş bağışıklık sistemi ise, istilacı organizmanın tanınması, hafıza oluşumu ve bu organizmaya özgü bağışıklık sağlayan hücrelerin bir kombinasyonu ile çalışır. T hücreleri, vücutta en yüksek hücre büyümesi ve üretimi potansiyeline sahip hücre tipidir. Ancak, yaşamın ilerleyen yaşlarında yıpranma hasarına maruz kalırlar. 


İnsan bağışıklık sistemi, orta yaşlarla birlikte, sürekli olarak bir bağışıklık yaşlanması durumuna ilerlerler ve yaşlanmayla ilgili önemli değişikliklere uğrar. Yaşlanan bağışıklık sistemi, enfeksiyon ve hastalıklara karşı koruma yeteneğini kaybeder. Uygun yara iyileşmesini destekleyemez ve yaşlı yetişkinlerde aşıların etkisinin azalmasının nedeni de budur. 


İyi haber şu ki, doğru bir beslenme, egzersiz rutini ve yaşam tarzı alışkanlıklar, ilerleyen yaşlara kadar sağlıklı ve etkili bir bağışıklık sistemine sahip olmada uzun bir yol kat edebilir. Yaşam beklentisinin oldukça yüksek olduğu günümüz dünyasında, bağışıklık sisteminin yaşlanması ile nasıl baş edebileceğinizi öğrenmek için okumaya devam edin!


Yaşlanma ve Doğuştan Gelen Bağışıklık

İlerleyen yaşla ilişkilendirilen tüm olumsuz ve kalıcı sağlık koşulları, iltihaplanma olarak sınıflandırılır.


Vücutta enflamasyon, iyileşme sürecinde bir onarım tepkisi olarak, zararlı ajanlara karşı koruyucu olarak normal olsa da, her iltihap aynı değildir. İltihaplanma tepkisi kronik hale geldiğinde, vücut için zararlı ve yıkıcı sonuçlara neden olabilir. 


Vücut, ilk enfeksiyondan sonra iltihaplanma karşıtı bir yanıt verir. Ancak bu tepki, yaşlı yetişkinlerde aynı ölçüde etkili değildir. Bu, yaşlanmış bağışıklık hücrelerinin sayısının artmasından kaynaklanmaktadır. 


Yaşlanan bağışıklık hücreleri, hayatta kalmış olsalar da, zamanla daha işlevsiz hale gelirler. Ayrıca, enflamasyonu destekleyen bağışıklık sinyal moleküllerini de daha fazla üretirler. Uzmanlar, bu moleküllerin sayısındaki artışı, artan ölüm riski ile ilişkilendirmektedir. Ayrıca; nörodejeneratif hastalıklar, kanser, kalp hastalıkları ve şeker hastalığı riskindeki artış ile de güçlü bir bağlantısı vardır. 


Yaşlanma ve Edinilmiş Bağışıklık 

Edinilmiş bağışıklık sistemi, bazı istilacı organizmaları tanıyarak etkisiz hale getirmeyi öğrenen bağışıklık sistemidir. T hücreleri, bu bağışıklık sisteminde önemli bir görev üstlenir. T hücreleri, bu istilacıları tanımayı öğrenir ve bellek oluşturur. 


Bu hücrelerin sayısı, yaşam boyu aynı kalsa da, belirli enfeksiyonlar ile daha fazla mücadele ettikçe, bu hücrelerin yer aldığı havuz, istikrarlı bir küçülme gösterir. Sonucunda da, yaşla birlikte yeni enfeksiyonlara karşı güçlü bir bağışıklık tepkisi oluşturma yeteneği azalır. 


Birçok yaşlı yetişkin, kalıcı ve son derece yaygın viral bir gizli enfeksiyon da barındırır. Bu enfeksiyon, genellikle çok fazla belirti göstermez. Ancak bu enfeksiyon, bağışıklık tepkisi üreten hücrelerin kaynaklarını hızlı bir şekilde tüketerek diğer enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale getirebilir. Yaşa bağlı olarak azalan bağışıklık tepkisi, aynı zamanda kronik iltihaplanmayı da tetikler.  


İlerleyen Yaşın Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Etkileri

Yaşımız ilerledikçe, bağışıklık sistemimiz de artık eskisi gibi etkili ve güçlü bir bağışıklık tepkisi üretmemeye başlar. Bu durum, vücudumuzda aşağıdaki gibi değişikliklere neden olabilir:


  1. Bağışıklık tepkisinin azalması, kronik hastalıkların riskini arttırır. Aşıların etkinliği azalır ve beklenenden daha kısa süre koruma sağlayabilir.
  2. Bağışıklık sistemi, yanlışlıkla sağlıklı dokulara saldırarak zarar verdiği için, yaşla birlikte otoimmün bozukluk geliştirme riski de artar.
  3. Hastalıkların ve yaraların iyileşme süresi uzar. Çünkü, iyileşme sağlayacak bağışıklık hücrelerinin sayısı azalmıştır.
  4. Bağışıklık sisteminin, hücre kusurlarını düzeltme yeteneği azalır. 


Bağışıklık Sisteminin Yaşlanmasını Yavaşlatmak İçin Ne Yapılabilir? 

- Düzenli egzersiz rutini


Kalp hastalıkları, şeker hastalığı, Alzheimer gibi yaşa bağlı hastalıklar ve kanser söz konusu olduğunda egzersiz, vücuttaki enflamatuar değişiklikleri azaltmaya yardımcı olur. 


- Aşırı kalori alımından kaçınma


Aşırı kalori alımından kaçınma ve ideal bir kilo aralığını koruma, yaşlanmayı ertelemede önemli faktörlerden biri olarak kabul edilmektedir. Yeterli besin alımıyla birlikte aşırı kalori alımından kaçınmak; vücuttaki hormonal ve metabolik değişiklikleri önleyerek yaşam süresini uzatabilir. 


- Resveratrol


Resveratrol, vücudu hücresel hasara karşı koruyabilen antioksidanların bir parçasıdır. Resveratrol  sentezi azaldıkça, kalp hastalıkları, kanser ve yaşa bağlı hastalıkların riski de artış göstermektedir.


- D vitamini


Salgınla birlikte önemini daha iyi anladığımız D vitamini, bağışıklık sistemi, vücut fonksiyonu ve kaslar için son derece önemlidir. Ayrıca, çoğu hücrede D vitamini reseptörleri bulunduğundan, yüzlerce geni etkilediği de bilinmektedir. 


- B vitaminleri


Çalışmalar, B vitaminlerinin hücresel yaşlanma sürecini potansiyel olarak yavaşlatabilecek bir enzimi güçlendirdiğini göstermektedir. 


- C Vitamini


Güçlü bir antioksidan olan C vitamini, serbest radikallere karşı korumak sağlaması ve hücresel hasarı önlemesi ile bilinir. Ayrıca, yaşlanmanın ciltteki etkileri olan kırışıklık ve ince çizgilerin görünümünü de azaltır.


- Omega-3 


Omega-3 takviyesi almak; şeker hastalığı, kalp hastalığı ve Alzheimer gibi yaşa bağlı hastalıkların riskini azaltma potansiyeline sahiptir. 


- Probiyotikler


Probiyotik takviyesi kullanmak, bağırsak florasını koruyarak bağışıklık sistemini destekleyebilir. Bağırsaklardaki iyi bakterilerin sayısı arttıkça, genel vücut sağlığı da daha iyi olma eğilimindedir. Bu da, yaşlanma sürecini yavaşlatmaya yardımcı olarak etkili bir bağışıklık tepkisinin ömrünü uzatabilir. 


Bağışıklık Sistemi ve Beslenme 


Pek çok çalışma, Akdeniz tarzı beslenmenin, yaşlı yetişkinlerde sıklıkla görülen kolay yorulma ve kas gücündeki kayıpların daha düşük olduğunu göstermektedir. Akdeniz tarzı beslenme, aşağıdaki besinleri tüketmeyi içerir: 


  1. Bol miktarda koyu yeşil yapraklı sebzeler ve taze meyveler
  2. Sızma zeytinyağı
  3. Balık, tavuk ve hindi (orta miktarda)
  4. Çok sınırlandırılmış kırmızı et ve rafine şeker tüketimi 


Akdeniz tarzı beslenme, aynı zamanda düşük şeker, kalp hastalığı ve obezite riski ile ilişkilendirilmektedir. 


Rafine şeker ve işlenmiş gıdaların sınırlandırıldığı, taze meyve ve sebzeler yönünden zengin, zeytinyağın içerdiği sağlıklı yağ asitleri ile donatılmış dengeli bir beslenme programı ve düzenli bir egzersiz rutinine sahip olmak, bağışıklık yaşlanmasını yavaşlatmaya yardımcı olabilir. 


Yapılan pek çok çalışma, aşırı kalori alımından kaçınan ve egzersiz rutinine sahip olan ileri yaş grubundaki kişilerde, T hücrelerindeki yaşlanmanın daha az olduğunu ileri sürmektedir. Bununla birlikte, egzersiz ve beslenmenin, bağışıklık sisteminin yavaşlamasını engelleme yeteneği hakkında, gelecekte daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır. 


fennelab.com


BU BİR İLANDIR

Kategoriler

Benzer Yazılar

Lezzet Logo