Beyran çorbası, Gaziantep mutfağına özgü, Türkiye’nin en güçlü ve karakteristik çorbalarından biridir. Genellikle sabah erken saatlerde tüketilen bu çorba; yoğun aroması, bol sarımsağı, tereyağı ve acı biberle zenginleştirilen lezzetiyle bilinir. Beyran, sıradan bir çorba değil; uzun süren bir hazırlık, ustalık ve sabır gerektiren geleneksel bir yemektir. Gaziantep’te “şifa niyetine” içilen, kış aylarında ve yorgunluk sonrası tercih edilen güçlü bir lezzet olarak görülür.
Beyran çorbasının malzemeleri nelerdir ve beyran yapmanın püf noktalarına da göz atın.
Kuzu eti; yağ oranı, lif yapısı ve aroması sayesinde beyran çorbasının karakterini oluşturur. Uzun süreli kaynatmaya uygundur ve pişme sırasında suyuna yoğun bir tat bırakır. Beyranın güçlü, tok ve kalıcı lezzeti; kuzu etinin sarımsak, tereyağı ve acı biberle kurduğu dengeden doğar. Dana eti bu dengeyi veremez; daha sert lifli olduğu için çorbada beklenen yumuşaklığı ve aromayı sağlamaz. Beyran çorbası için kuzu etinin her parçası uygun değildir. Özellikle kemikli ve bağ dokusu yüksek bölümler tercih edilir:
Beyranın en ideal etidir. Kemikli yapısı ve yoğun bağ dokusu sayesinde uzun süre kaynatıldığında et suyu koyulaşır, aroma derinleşir. Et lif lif ayrılır ve çorbanın içinde dağılmaz.
Jelatin açısından zengin olduğu için et suyuna kıvam ve dolgunluk kazandırır. Kemik iliği, beyranın damakta bıraktığı yoğun hissin önemli bir parçasıdır.
Gerdanla birlikte kullanıldığında çorbaya denge sağlar. Ne çok yağlı ne de çok kurudur. Didiklenerek servise uygundur.