Sevmeyene bile yedikten sonra kendini sevdiren yemekler, doğru tarif ve dokunuşlarla herkesin favorisi olabilir. Karnabahar graten ve patlıcan musakka gibi sebzeler, peynir ve soslarla buluşunca vazgeçilmez oluyor, ıspanaklı börek ve mercimek köftesi ise sebze sevmeyenleri bile ikinci tabak için ikna ediyor. Fırında somon ve soğan dolması gibi yemekler ise aroması ve sunumuyla herkesin beğenisini kazanıyor. Sonuçta, doğru malzemeler ve pişirme teknikleriyle sıradan yemekler bile unutulmaz bir lezzete dönüşüyor.
Balık sevmeyenler için bile game changer! Limon, sarımsak ve biraz tereyağıyla fırında piştiğinde, o “balık kokusu” kaybolur; yerine nefis bir aromayla karamelize dış yüzey gelir.
“Ben ıspanak sevmem” diyenlerin bile kahvaltıda ikinci dilimi aldığı klasik bir kandırmaca. İnce yufkalar, bol ıspanak ve beyaz peynirle birleşince, nefis bir aromaya dönüşüyor.
Karnabaharı sevmeyenlere bile “bir tabak daha” dedirten tarif! Beşamel sos ve bol kaşar peyniriyle fırında kızarana kadar pişti mi, sebze olduğunu kimse hatırlamıyor.
“Mercimek mi o?” tepkisinden “bir tabak daha var mı?” noktasına geçiren efsane meze. Bol yeşillik, limon ve nar ekşisiyle birleşince et yemeyenlerin bile favorisi olur.
Patlıcanla arası olmayanlar bile kıymalı sos ve domatesle birleşince fikrinizi değiştirir. Üzerine yoğurtla servis ederseniz, nefis bir denge yakalarsınız.
Görünce mesafeli durulur ama tadınca bağımlılık yapar. Hafif tatlımsı soğanlar, baharatlı iç harçla birleşince tam bir Anadolu klasiğine dönüşür.