En güzel kırmızı: Nar

Pınar Aylin

Lezzet.com.tr Yazarı pinar.aylin@yahoo.com
Bazı renkler dans ederler...

Mesela gün batımlarının somondan turuncuya, eflatundan pembeye ya da mora uçuşurken içiçe geçip, bir şölene dönüşen renkleri gibi.



Bu 'renklerin sanatı' nı doğada bazen hiç beklemediğimiz yerlerde ve canlılarda buluruz. 

Kimimiz görürüz, kimimiz de sadece bakarız. 


Doğadaki renk paletinin zenginliği ne bir Van Goh'ta, ne de Monet'de rastlanabilecek ihtişamda, belki bir kuşun gagasında ya da balığın yüzgecinde mevcuttur. 

Ya da bir meyvenin tam göbeğinde!..


Mesela en güzel kırmızı, içinde yakut damlalar taşıyan mucize; NARın içinde saklıdır. 

Daha pek çok şeyin saklı olduğu gibi...


Nar sanki başka bir alemden, sihirli bir masal diyarından buraya düşmüş gibi parıldayan taneleriyle, asırlardır bolluğu bereketi, her türlü doğum, büyüme ve çoğalmayı temsil eder.


Evet bazı meyveler sihirli doğar; sihri şifasındadır, işte NAR bu şanslı doğanlardandır! 


Adeta insana iyi gelmesi için yaratılmış ve faydası her yerine dağılmış, kabuğu ilaç üretiminde, kendisi kırmızı şarabın ve yeşil çayın 3 misli zenginlikteki antioksidan özelliğiyle her derde deva olarak kullanılmış, kudretli, görkemli, yetenekli NAR!


Onu sadece imgelemek bile içimizde bolluk ve bereket hissi yaratırken, içindeki yaklaşık 600 mücevher tanesiyle nar bir tohum hazinesidir aslında...


Tek bir kırmızı meyveden çıkan yüzlerce yenilebilir tohum! 


O tohumlar ki kırılıp etrafa yayıldığında şans getirdiğine inanılan, tüm dilekler için sembol olan, kimi çocuk, kimi eş, kimi zenginlik isteğine aracılık eden ve sanki insanoğluna umut vermek için gönderilmiş gizli bir güce dönüşen...


Farsça'da ateş, eski Türkler'de Güneş anlamına gelen, hatta Osmanlı'da evlilik teklifini temsil eden, 'şu gelen Yar olaydı, elinde Nar olaydı' derken..




Kutsal kitapların tümünde adı geçen beşlinin* ikincisi bu defa yolculuğa İran'da başlasa da, bizim topraklarımızı çok sevmiş, Anadolu'da yüzyıllardır süre gelen ritüellerin olmazsa olmazı haline gelmiş.


Eski Türk kültüründe geceyle gündüzün kavgasını 21 Aralık'tan sonra Güneş'in kazanmasıyla Nardugan (Güneş'ten doğan) bayramı kutlanırken Avrupanın Noeline ilham vermiş, Orta Asya'nın 'ulu ağacı' Akçam süsleme geleneğiyle, günün geceye, ışığın karanlığa, iyiliğin kötülüğe galip gelişini kutlayan herkese de kırılan narlar simge olmuş, dilekler yine hep bolluğu bereketi çağırmış.


Bazen binbir gece masallarında ejderhanın koruduğu ağacın meyvesi, altın kubbeli saraylarda aşkın ve güzelliğin temsilcisi, bazen de anaçlık, doğurganlık, dişilik sembolü olarak nesilden nesile aktarılırken, hikayesi de kendi gibi çoğalmış, hep anlatmış, anlatılmış...


Ama varoluştan beri öyküsü hiç bitmemiş, tüm mitolojilerde; antik Mısır'da sonsuzluğu ve ölümsüzlüğü simgelediği için firavunların mezarında, antik Yunan'da hem Tanrıça Hera'nın elinde, hem de aşk tanrıçası Afrodit'in tutkuyla dolu efsanelerinde hep yer almış.


Masallar diyarında padişahın oğlu, her gidenin taş kesildiği devler ülkesinden getirdiği 3 nardan birinden çıkan güzeller güzeli kıza aşık olurken, yine hep bir ağaçtan ve meyveden çok ötesi, içindeki yüzlerce tanesiyle adeta dönüşümün temsilcisi olmuş nar.


Kutsal kitabımızda adı geçerken " (Her biri) birbirine benzer ve (Her biri) birbirinden farklı " olarak tarif edilmiş ve ilahi bir güçle kutsanmışçasına, Yaratıcının armağanı Cennet meyvesi olarak bahsedilmiş.


Hem tatlı hem ekşi, hem sıvı hem katı, hem aynı hem değil!


Bazen bir ressamın tablosunun içinde kırmızıyla bordonun en güzel tonlarının seremonisinde, bazen bir çocuğun güzel yüzünden akan kızıl suyun mucizesinde, bazen de bir evin baş köşesinde uğur getirmesi için konulan bir objede gülümsüyor nar...


Huysuz ve tatlı bir kadın misali o da zor ve tatlı! Hatta zor, tutkulu ve tatlı..

Tutkulu çünkü üzerine yüklenen anlamlar hep çok iddialı, zor çünkü keyfine varabilmek için hep uğraşmalı, emek vermeli, zaman harcanmalı..


Ve tatlı çünkü o lezzetle süslenmiş bir şifa kaynağı.


İnsanlık şimdi kaybettiklerinin peşinde yeniden keşfe çıkmışken, sahip olduklarının da daha çok farkına varıyor, tıpkı doğal yaşamın ve doğada olan nimetlerin kıymetini daha iyi anladığı gibi... 


Ve belki de eskiden beri aranan o meşhur gençlik iksiri, rengine ismini vermiş narın çiçeklerinde gizli.


* Tüm kutsal kitaplarda adı geçen beş meyve; zeytin, nar, üzüm, incir ve hurma.

Haber Kategorileri

Söyleşiler