Denizin tazeliğini sofraya taşımanın en keyifli yollarından biri ızgaradır. İster mangalda köz kokusuyla, ister döküm tavada pratik şekilde pişirilsin, ızgara balık her haliyle doğanın sadeliğini yansıtır. Lezzet dengesini yakalamak ise üç temel unsura bağlıdır: taze balık, özenli bir marine ve doğru pişirme süresi. Bu üçlü bir araya geldiğinde, dışı hafif kızarmış ama içi sulu kalan mükemmel bir ızgara balık kaçınılmaz olur.
Izgarada ideal sonuç almak için çipura, levrek, palamut, somon ve lüfer gibi orta yağlı balıklar tercih edilmelidir. Bu türler, pişerken kurumaz, dağılmaz ve güzel bir ızgara izi oluşturur. Balığın tazeliğini anlamak için birkaç küçük ipucu: Gözleri canlı ve parlak, solungaçları kırmızı, eti sıkı ve diri olmalıdır.
Izgara balığın ruhu marinasyondur. Balığın kendi aromasını gölgelemeyen, sade ama aromatik bir karışım en idealidir.
Klasik Izgara Balık Marinasyonu:
Tüm malzemeleri bir kapta karıştırın. Balığın iç ve dış yüzeyini bu karışımla özenle ovun. Streç filmle kaplayarak buzdolabında en az 30 dakika dinlendirin. Eğer vaktiniz varsa 1 saate kadar bekletmek, aromaların balığın içine tamamen işlemesini sağlar.
Izgara balık, sade haliyle bile başlı başına bir şölen sayılır. Ancak doğru eşlikçilerle birleştiğinde lezzet katlanır.
Yanına en çok yakışanlar:
Servis öncesi üzerine gezdirilen birkaç damla sızma zeytinyağı ise bu lezzete son dokunuşu yapar.
Şunlara da göz atın: